Kimse arkasından konuşulmasını istemez. Ama biz dahil herkes, birilerinin arkasından konuşur. Arkadaşlarımız, iş arkadaşlarımız, yöneticilerimiz, patronlarımız, aile fertlerimiz hakkında konuşuruz.
Bu konuşmalar genelde olumsuz ve eleştirel konuşmalardır. Bu konuşmaları o kişilerin yüzlerine karşı yapsak büyük ihtimalle kavga çıkacağı için arkadan konuşmayı tercih ederiz. Arkamızdan konuşan insanlara karşı ilk tepkimiz, yüzüme karşı niye konuşmadı oluyor. Peki gerçekten arkamızdan değil de sürekli yüzümüze karşı konuşulmasını ister miyiz? Ya da elimizde imkan olsa arkamızdan kimlerin, neler konuştuğunu duymak ister miydik? Yüzümüze karşı iyi sözler söyleyen insanların bizim hakkımızdaki gerçek düşüncelerini öğrenmek nasıl olurdu? Buna yüreğimiz yeter mi? Hiç sanmıyorum. Bu kadar gerçek bir hayatı kimse istemez galiba. Önemli bir sosyalleşme ve rahatlama aracı olan '' Gıybet Buluşmaları'' ortadan kalkarsa, bu boşluğu nasıl doldururuz o da ayrı. Ömer Seyfettin' in Yüksek Ökçeler romanının ilginç bir konusu var. Evin hanımefendisi Hatice Hanım boyu kısa olduğu için evde yüksek ökçeli ayakkabılarla geziyor. Bu ökçeli ayakkabılar yürürken ses çıkartıyor. Bir gün rahatsızlığı nedeniyle çağırdığı doktorun tavsiyesiyle ökçesiz terlik giymeye başlıyor. Evin ahalisi eskiden ökçe seslerinden hanımefendinin geldiğini duyarken şimdi duymaz oluyor. Bu sayede Hatice Hanım arkasından çevrilen işleri ve konuşulanları duymaya başlıyor. Çalışanları işten çıkarıyor ama yeni aldıkları da bir türlü istediği gibi olmuyor. O da sonunda, doktorun ikazına rağmen yüksek ökçeli ayakkabıları giymeye başlıyor. Her şey eski haline dönüyor ama Hatice Hanım hiç birini duymuyor. Hiç olmazsa şimdi yüreğim rahat diyor.
Bu konuşmalar genelde olumsuz ve eleştirel konuşmalardır. Bu konuşmaları o kişilerin yüzlerine karşı yapsak büyük ihtimalle kavga çıkacağı için arkadan konuşmayı tercih ederiz. Arkamızdan konuşan insanlara karşı ilk tepkimiz, yüzüme karşı niye konuşmadı oluyor. Peki gerçekten arkamızdan değil de sürekli yüzümüze karşı konuşulmasını ister miyiz? Ya da elimizde imkan olsa arkamızdan kimlerin, neler konuştuğunu duymak ister miydik? Yüzümüze karşı iyi sözler söyleyen insanların bizim hakkımızdaki gerçek düşüncelerini öğrenmek nasıl olurdu? Buna yüreğimiz yeter mi? Hiç sanmıyorum. Bu kadar gerçek bir hayatı kimse istemez galiba. Önemli bir sosyalleşme ve rahatlama aracı olan '' Gıybet Buluşmaları'' ortadan kalkarsa, bu boşluğu nasıl doldururuz o da ayrı. Ömer Seyfettin' in Yüksek Ökçeler romanının ilginç bir konusu var. Evin hanımefendisi Hatice Hanım boyu kısa olduğu için evde yüksek ökçeli ayakkabılarla geziyor. Bu ökçeli ayakkabılar yürürken ses çıkartıyor. Bir gün rahatsızlığı nedeniyle çağırdığı doktorun tavsiyesiyle ökçesiz terlik giymeye başlıyor. Evin ahalisi eskiden ökçe seslerinden hanımefendinin geldiğini duyarken şimdi duymaz oluyor. Bu sayede Hatice Hanım arkasından çevrilen işleri ve konuşulanları duymaya başlıyor. Çalışanları işten çıkarıyor ama yeni aldıkları da bir türlü istediği gibi olmuyor. O da sonunda, doktorun ikazına rağmen yüksek ökçeli ayakkabıları giymeye başlıyor. Her şey eski haline dönüyor ama Hatice Hanım hiç birini duymuyor. Hiç olmazsa şimdi yüreğim rahat diyor.
Yüreğimizin elvereceğini hiç sanmam:) Olumsuz eleştirilere ne yazık ki açık değiliz:) Sevgiler...
YanıtlaSilO kadar olumsuz eleştiri duymaya pek gerek yok galiba:)
SilSanırım bazı zamanlar bilmemek daha iyi...
YanıtlaSilDoğru söylüyorsunuz. Her şeyi bilmeye gerek yok :)
SilAy kimsenin arkasından konuşmam. Benim de arkamdan konuşulduğunu hiç sanmıyorum. Ha konuşuluyosa da ben farkında değilim demek ki, o zmana bir mahsuru yok, konuşsunlar bakalım :))
YanıtlaSilDuymadıktan sonra mesele yok gibi:)
SilDuymadıktan veya herhangi bir şekilde anlamadıktan... ;)
SilAynen:)
SilBeğenmediğin biriyle zaten ileşime girmezsin. Birini eleştireceksen bunu yüzüne yapmalısın. Diğeri ikiyüzlülüktür. Eleştirtiğim ve düzelme görmediğim birini hemen hayatımdan çıkarırım...
YanıtlaSilHerkese eleştiriyi kaldıramıyor. Karşı taraf haklı olsa bile.
SilDoğru ve yapıcı bir üslupla kişilerle ne sıkıntımız varsa anlatabiliriz.Eğer konu bizimle alakalı değilse kimsenin özel hayatıyla ilgili eleştiri yapma hakkına da sahip değiliz.
YanıtlaSilHerkes anlayışla karşılasa ve anlatabilsek keşke.
Silhiiiiç dayanamam duymasam daha iyi :)
YanıtlaSilkeyifli bir yazı olmuş !
Teşekkürler. Duymamak en iyisi :)
SilBana da "Kadınlar Ne İster" filmini hatırlattınız Mel Gibson'ın ;)
YanıtlaSilMim daveti benden bu defa Satır Arası'nın 2.si için.Bir ara uğrayın ;)
İzlememiştim filmi. Mevzu evrensel demek ki:) Teşekkürler Mim için. İlk fırsatta yapacağım.
SilYüksek Ökçeler çok yerinde bir örnek olmuş. Eleştiriye açık bir insan olmakla beraber düşününce sürekli olumsuz eleştiriye de maruz kalmak istemezdim. Ama elbette insanların yüzüme oynamasından ziyade düşüncelerini dobra bir şekilde ifade etmesini isterim. Birbirimizden hoşlanmıyorsak muhatap da olmayalım zaten. Güzel yazınız için teşekkürler. :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Sürekli olumsuz eleştiriye maruz kalmak istemeyiz. Fazla gelir bize bu.
SilBen bilmek isterim gibi geliyor. Yüzüne söyleyemeyeceğin eleştirileri de kişinin arkasından konuşmayı sevmiyorum. Yalan, riyakarlık gibi geliyor böylesi tavırlar. Ama şu nokta doğru elbet. Ne yazık eleştirileri kaldıramamak gibi bir huyumuz var :)
YanıtlaSilBu arada mimledim sizi. 2 kere. Cevaplarınızı merakla bekliyorum.
Sevgiler.
Sürekli yapılan eleştirileri kaldırmak zor. Arada sırada olsa neyse:) Teşekkür ederim Mim için. İlk fırsatta yapacağım.
SilÇok haklısın abi gıybet etmek için toplanan bir milletiz yüzünü söyleyemediğimizi arkasından iyi konuşanlardanız bunu ülkede 7 den 70 e herkes yapıyor :(
YanıtlaSilEvet Emre çok yaygın.
SilBen de bilmek isteyenlerdenim. Hatta yapıcı eleştirinin yararlı olduğunu düşünürüm. Belki de insan yaşlandıkça kendisine daha fazla toleranslı olduğu için başkalarına da olabiliyor. Ancak dedikoducu ve ortalık karıştırıcı insanlardan olabildiğince uzak kalmaya çalışırım.
YanıtlaSilGüzel bir hafta sonu dilerim.
Dostlukla...
Sadece yapıcı olunsa sorun yok ama yıkıcı eleştiriler ve haksız ithamlar da var. Bunlara sürekli katlanabilmek zor. Size de güzel bir hafta dilerim. Selamlar.
SilArkamızdan konuşulanlar arkamızda kalsın gerçekten. Hep yıkıcı ve kırıcı olur genelde... Bilmemek daha iyidir :)
YanıtlaSilEvet bilmemek daha iyi:)
SilI think it is wrong to talk badly about people behind their back, because that creates conflicts and lack of trust.
YanıtlaSilYes you are right.
SilArkamızdan konuşulan her şeyi duymak yıpratıcı olcaktır. Ancak, bazen eleştiriye açık olabilmemiz lazım :)
YanıtlaSilBazen iyi de sürekli olunca zor:)
SilGıybet tatlı, konuştukça şeytan bal sürüyor insanın ağzına. Hem yüzüne söylese bakalım aynı kelimeleri kullanabilecek mi? Bazıları için de şu var, amaç karşıdakinin hatasını söyleyip düzelmesini sağlamak değil, çünkü konuşacak malzeme kalmayacak, eğlence bitecek. O yüzden millet hata etsin, bunlar konuşsun. Hoş hata olmasa bile gıybete niyet eden konuşacak bir şey bulur. Yani neresinden baksanız çirkin bir şey. İnsan söz ve davranışlarının kaydedildiğini düşününce daha da ürperiyor. Allah diline hakim olanlardan eylesin ⭐
YanıtlaSilAmin. Amaç zaten karşıdaki iyi olsun diye değil ki. Laf olsun.
SilRuhdaki boşlukları arkadan konuşmalarla, diğer deyişle gıybetle doldurmak. Sanırım mesele bu. Çok güzel ifade etmişsiniz, kaleminize sağlık.
YanıtlaSilSevgi ve selam ile.
Teşekkürler. Selamlar.
SilHikaye çok uymus. Konusanlari engellemek mümkün degil bilmemek daha iyi.
YanıtlaSilEvet engelleme şansımız yok. En iyisi duymamak:)
SilBenim buna benzer bir yazım var onu okuyun isterim. Özün sözün davranışın bir olduğunda özgür olursun diye Bir bakın derim. Yüze karşı konuşma çok az insan uygulamaya koymaktadır. Koyulsa,da 9 köyden kovulur...
YanıtlaSilYazınızı okudum elinize sağlık. Her zaman yüz yüze konuşmak zor. Karşı taraf her zaman razı olmaz bence. Selamlar.
Silhave a nice day!
YanıtlaSilHave a nice day too:)
Sil