1/17/2025

Hayat yolculuğumuz boyunca yürüdüğümüz yollar ne yazık ki her zaman açık olmuyor. Kimi engellerle karşılaşıyoruz. Aslında kimi zaman engellerle karşılaşmıyoruz desek daha doğru olur. Önümüze çıkan duvarlar yüzünden adeta bir bilgisayar oyununda ilerleyen karakterlere benziyoruz. Duvarları aşabilirsek hedefimize ulaşabiliyoruz.  

Bu duvarlar kimi zaman kendimizi ve yaptığımız işi anlatmaya çalışıp sesimizi duyuramadığımız yöneticimiz, patronumuz ya da çalışma arkadaşlarımız olarak karşımıza çıkıyor. Fikirlerimizi, projelerimizi, yaptıklarımızı, derdimizi anlatmaya çalışıp bir türlü başaramamamıza neden olan ve onların önümüze çıkardığı yüksek duvarlar iş hayatının rutini haline gelmiş durumda. Hedef baskısı, önyargı, kibir, önemsememek ve mesleki yetersizlikle örülen duvarları aşmak için harcanan efor iş hayatını daha da zorlu hale getiriyor. Hayat koşullarının önümüze çıkardığı duvarlar da hayatın ta kendisi aslında. Maddi ve fiziki zorluklar, istemediğimiz bir çevrede bulunmak, içinde bulunduğumuz çemberi kıramamak da hayalini kurduğumuz hayata geçişimizi engelleyen duvarlar. Aile fertlerimize kendimizi ispat etmek için çabalayıp da bir türlü gözlerine girememek de onların karşımıza çıkardığı duvarlar sayesinde oluyor. Güven kazanamamak ve bir türlü büyüyememek çok yıpratıcı.  

Duvar Örmek

Duvarlar sadece başkaları tarafından önümüze konmuyor. Kendi başımıza ördüğümüz duvarlar da var. İpekböceğinin koza örmesi gibi kendi duvarımızı inşa ettiğimiz de oluyor. Korkularımız, önyargılarımız, özgüven eksikliğimiz bu duvarın oluşumunda kullandığımız tuğlalarımız. Kendi yarattığımız sorunları çözdükçe duvardaki tuğlalar azalmaya, duvar küçülmeye ve hatta yok olmaya başlıyor.  Paulo Coelho, ''Veronika Ölmek İstiyor'' kitabında şöyle diyor: '' Dış tehditlerden korunaklı dünyalar yaratmak isteyen kimi kişiler, fazla ileri gidip dış dünyaya karşı abartılı yüksek duvarlar örerler. Yeni insanlara, yeni yerlere, farklı yaşantılara karşı yükselen bu duvarlar onların iç dünyasını da yoksullaştırır.'' 

Duvarı Aşmak

Her önümüze çıkan duvarı aşmamız gerekiyor mu? Aşmak ya da aşmamak, işte bütün mesele bu. Bazı duvarlar vardır ki bir şekilde aşmamız gerekir. Bunun için de mücadele etmemiz gerekir. Yıkarak, üstünden atlayarak ya da bir delik açarak diğer tarafa ulaşabilmeliyiz. Ama kimi duvarlar vardır ki hiç uğraşmadan yolumuzu değiştirip başka bir yöne doğru gitmeliyiz. Hangi duvarı aşmak için mücadele edeceğiz, hangi duvarın etrafından geçip yolumuzu değiştireceğiz, bunun kararını doğru vermek gerekiyor. Bu duvarı aşmamızın hayatımızın kolaylaşmasına ya da hedeflerimize ulaşmamıza bir faydası yoksa ve bu duvarı aşmayı kişisel bir mesele haline getirdiysek zamanımız ve çabalarımız boşa gider.  

Categories:

7 yorum:

  1. Çok doğru gerçekten yazdıklarınıza o kadar katılıyorum ki :) Bu arada bana mailden yada diğer yerlerden ulaşabilir misiniz? :)

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar Turgay Bey.
    Epeydir bloglarda yoktunuz gibime geliyor. Ya da ben mi yanılıyorum, bilmiyorum.
    Duvara karşı yazınızı okudum. Bazı duvarlar var ki, onları bir şekilde mutlaka aşmamız gerekir diyorsunuz ve devamla bazı duvarlar da vardır ki, onları aşmak için enerjimizi, gücümüzü ve zamanımızı hiç boş yere harcamamalıyız diyorsunuz. Şimdi duvarların ardını göremediğimizi için, buna nasıl karar vereceğiz? Hangi duvarın aşılması gerektiği ve hangi duvarın aşılmaması gerektiğini nasıl belirleyeceğiz? Çünkü duvarların ardı görünmüyor, bilinmiyor, nasıl olacak bu iş?
    Selam ve saygılarımla.
    NOT: Önceki yorumu, size hitap ederken isminizi sehven Turgut diye yazdığım için sildim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey. Evet bir süredir yazmıyordum. Aslında duvar metaforunu engeller anlamında kullandım. Vereceğimiz kararlardan önce iyi analiz yapıp mantığımızı kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Hırslarımıza ve duygularımıza yenik düşmemeli. Teşekkür ederim yorumunuz için.

      Sil
  3. ah yaa süper doğru, kendimize ördüğümüz duvarlar ve kötü bir şey :)

    YanıtlaSil

Yorumlar:

Subscribe to RSS Feed Follow me on Twitter!