10/14/2014

      İş hayatının koşulları gittikçe ağırlaşıyor. Artan rekabet, piyasa koşulları, hedefler, şirketin ayakta kalabilmesi, hırslı yöneticilerin kariyer beklentileri ve işverenlerin azalmayan para kazanma iştahı bu koşulları ağırlaştıran faktörler. Bu faktörler beraberinde stres ve baskıyı getirirken robot gibi çalışanlara ihtiyaç ortaya çıkıyor. Yani sadece iş düşünen, hastalanmayan, izin almayan, duygusal dalgalanmalar yaşamayan, sürekli olarak performansını belli bir seviyenin üstünde tutan ve tükendiği zaman yerini yeni gelecek olan çalışana devredecek olan çalışanlara. Hal böyleyken insanları sürekli motive olarak tutmak zorunda olan yöneticinin de işi zorlaşıyor.

Çünkü çalışanları bir noktaya kadar aldığı maaş ve primler motive ediyor ama bir noktadan sonra bir işe yaramıyor ve bulduğu ilk fırsatta iş değiştiriyor. Çalışan değişim oranının yüksek olması da tercih edilen bir durum değil. Daha az paraya daha huzurlu bir işim olsun diyen çok kişi duymuşuzdur. Çalışma arkadaşlarımızı ve yöneticilerimizi ailemizden daha çok görürüz. Uykudan arta kalan hayatımızın yarısı onlarla geçer. Bu süreyi mutsuz ve huzursuz geçirdiğimizde hayatımızın geri kalanı da çok parlak geçmez. Çalışma ikliminin ve ortamının daha iyi ve insancıl olması için yöneticilere büyük görev düşüyor. Peki yönetici bu koşullar altında çalışanlara karşı nasıl davranmalı?
1) Öncelikle çalışanların insan olduğunu bilmeli ve ona göre davranmalı: Herkes asgari olarak saygıyı hakeder. Hata yaptığında onu rencide edecek şekilde ve insanların içerisinde azarlayarak gururunu kırmamalı. Böyle yaparsa o çalışanı kaybetme olasılığı çok artar.
2) Çalışanlara karşı adil olmalı: Çalışanlar arasında adaletsizlik yapmamalı. Ödül ya da ceza uygulamaları herkese aynı şekilde uygulanmalı. Yönetici çok sevdiği çalışana daha fazla ödül daha az sevdiği çalışana daha fazla ceza uygulaması yapılmamalı. Adil yaklaşımı hepimiz bekleriz. Devlet dairesinde sırada beklerken aradan öne alınan insanlara bile tepki gösteririz. İşyerinde bu çok daha önemlidir.
3) Çalışanlara mentörlük yapmalı: Mentör yönetici, çalışanlara, yapılması gerekenleri, şirket politikalarını ve çalışma stratejilerini anlatan bir yol göstericidir. Mentörlük, çalışanın şirkete bağlılığını arttırırken performansının da yükselmesini sağlar.
4) Çalışanları işle cezalandırmamalı: Kızdığı çalışana daha çok iş vererek ya da daha zorlu işlere yönlendirerek işi bir ceza aracı olarak kullanmamalı. Böyle yapılırsa çalışan işten soğuyacak ve genel performansı düşecektir. Hata yapanlar disiplin politikaları çerçevesinde değerlendirilmelidir. Bu şekilde çalışan yazılı olan kurallar çerçevesinde uygulama yapıldığını bilir ve kendisine karşı kasıtlı bir şey yapılmadığını görür.
5) Takdir etmeyi bilmeli: Hepimiz iyi bir şey yaptığımızda takdir edilmeyi isteriz. İyi iş çıkaran ve başarılı olan çalışan başarıları için taktir etmeli. Hatta büyük gayret gösterdiği halde bir işi başaramayan çalışan da gayreti yüzünden takdir edilmeli. Bu sayede başarmak için çalışmaktan vazgeçmeyecektir. Çalışma da başarıyı getirir zaten.
6) Yönetici hatalı olduğunu kabul etmeli: Eğer herhangi bir işte hata ya da başarısızlık olduysa ve buna yöneticinin kararları yol açmışsa yönetici hatasını kabul etmeli ve hatayı üstlenmelidir. Çalışanları suçlamaya çalışmamalıdır. Bu sayede çalışanların güvenini kazanmış olursunuz.
7) Çalışanlarına güvenmeli: Yönetici çalışanına güvenmeli ve yetkisini delege etmelidir. Bu çalışanın işine daha çok sahip çıkmasına neden olacaktır.
8) Yönetici örnek olmalı: Çalışanların uymasını istediğiniz kuralları siz uygulamazsanız kurallar sorgulanmaya başlar. İstediğiniz şeyleri önce siz uygulamalısınız. İşe vaktinde gelin, iyi giyinin, disiplinli ve çalışkan olun. Unutmayın en iyi öğüt verme yöntemi örnek olmaktır.
9) Çalışanın bir yakını hayatını kaybetiğinde ona mutlaka başsağlığı dilemeli ve mümkünse cenazesine katılmalı: Bu sizin insani görevinizdir. Vefat haberini duyduğunuzda işlerin en yoğun olduğu dönemde nereden çıktı bu cenaze işi demeyin, başı sağolsun deyin. Taziyesine katılmaya çalışın. Çünkü ölümden öte köy yok. Ölüsüne saygı duyulmayan çalışan da şirketine ve yöneticilerine saygı duymaz.
10) Çalışananın düğününe katılmalı: Çalışanlardan biri evlendiğinde düğününe katılmaya çalışmalı, düğüne şirketin isminin yazılı olduğu bir çiçek göndermeli. Çalışanın eşi ya da ailesi şirketin de düğüne iştirak etmesini bekleyecektir. Ayrıca çalışan da şirketini yanında görmek isteyecektir. Bunu basit birşey olarak görmeyin. Hayat basit parçaların bir araya gelmesiyle bütüne dönüşüyor.
      Unutmayın önce insan sonra yönetici olmalısınız. Çünkü insanlarla çalışıyorsunuz.
Categories:

2 yorum:

  1. Çok güzel yazmışsınız elinşze sağlık. Ben de benzer bir yazı yazmıştım ama ölüm ve düğün meselesini unutmuştum. 5 ay önce babamı kaybettiğimde uzaktaki memleketime araba ve uçakla gelen çalışma arkadaşlarımı ve yöneticileri asla unutamam. Kolaylıklar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim yorumunuz için. Yazınızı okudum sizin de elinize sağlık. Selamlar.

      Sil

Yorumlar:

Subscribe to RSS Feed Follow me on Twitter!