Bir transatlantiğin güvertesinde tesadüfen karşılaşan Alman doktor ve Avusturyalı bir yolcu arasında sohbet başlar. Bu sohbette doktor, başından geçenleri ve nasıl bir Amok Koşucusu' na dönüştüğünü anlatmaya başlar. Hindistan' ın küçük bir kasabasında çalışan Alman doktor, kendisinden yardım isteyen bir kadının isteğini geri çevirir. Daha sonra bu kararından dolayı pişman olur. Kadına yardım etmek için iletişim kurmak ister ama kadın yardımı reddeder. Bu durum doktorda saplantı haline döner. Kadın kibirli bir şekilde yardım istemiştir oysa doktor kibarca yardım istemesini, hatta yalvarmasını beklemiştir. Gururlu kadın bunu yapmamış ve doktorun bir Amok Koşucusuna dönüşmesine yol açmıştır.
Amok Koşucusu tabiri Malezya ve Afrika' da görülen bir cinnet durumu için kullanılıyor ve çoğunlukla ölümle bitiyor. Depresif duruma gelen Amok Koşucusu etrafında gördüğü herkese karşı vahşice saldırıya geçiyor. Sevdiği kıza kavuşamama, aşağılanma, ağır tahrik, yoksulluk ya da sıtma gibi ateşli hastalıkların yan etkisi hallerinde ortaya çıkıyor. Bu krizden hayatını kaybetmeden kurtulanlar hiç bir şey hatırlamadıklarını söylüyorlar.
Amok Koşucusu, 1922 yılında Stefan Zweig tarafından yazılmıştır. Zweig kitaplarında, insan ruhundaki dalgalanmaları ve gerilimleri büyük bir ustalıkla anlatıyor. Bunda Freud' la olan dostluğunun da etkisi olduğu söylenmektedir. Avusturyalı olan Stefan Zweig 1942 yılında karısıyla birlikte intihar etmiş. Kitaptan bazı satırlar:
'' Çünkü insan sadece karşısındakine karşı sorumlu değildir, kendine karşı da sorumludur ve devlete karşı ve bilime karşı... İnsan yardım etmelidir, tabii ki, bunun için varız... fakat böyle ilkeler her zaman teoride kalır... Nereye kadar yardım etmeli insan...''
'' İnsan genç olunca ateş ve ölümün başkalarını yoklayacağını düşünüyor.''
'' Biliyordum, benden nefret ediyordu, çünkü bana ihtiyacı vardı ve ben ondan nefret ediyordum, çünkü... rica etmek istemiyordu.''
'' Başkaları söz konusu olduğunda insan her zaman çok akıllı, çok nesneldir.''
'' Bu tıpkı biri, birini, bir katile karşı uyarmak için arkasından koşar da uyarmak istediği kişi uyarmaya çalışanı katil sanıp ölümüne koşar ya, aynı öyleydi.''
'' Biliyordum, benden nefret ediyordu, çünkü bana ihtiyacı vardı ve ben ondan nefret ediyordum, çünkü... rica etmek istemiyordu.''
'' Başkaları söz konusu olduğunda insan her zaman çok akıllı, çok nesneldir.''
'' Bu tıpkı biri, birini, bir katile karşı uyarmak için arkasından koşar da uyarmak istediği kişi uyarmaya çalışanı katil sanıp ölümüne koşar ya, aynı öyleydi.''
o kadar çok duydum ki. Artık okumalyım bu kitabı. konusu da ilgi çekici.
YanıtlaSilÇok sürükleyici bir kitap.
SilGeçen yıl okumuştum.
YanıtlaSilSiz de çok güzel yazmışsınız .
Yazılarınızın devamını bekliyorum.
Hayırlı ramazanlar :)
Teşekkür ederim Esra hanım. Size de hayırlı ramazanlar.
SilBende yakınlarda okudum hocam. Bana saçma geldi.
YanıtlaSilOlabilir. Tercih meselesi biraz da.
Silnefes nefese okuduğum bir hikayedir. :)
YanıtlaSilEvet nefes nefese okunuyor:)
Sil