Organize işler filminin bir sahnesinde Süpermen Samet, Üzeyir' e, '' Niye hiç konuşmuyorsun'' diye sorar. Üzeyir' in cevabı ise şöyledir: '' Bir ara çok konuştum, hiç faydasını görmedim, bıraktım ''. Ne çok konuşuyoruz aslında değil mi? Hatta bazen sözcükleri yoruyoruz. Hem de hiç faydasını görmediğimiz halde.
Akıl istemeyenlere akıl vererek, etrafımızdaki insanları yerli yersiz eleştirerek yapıyoruz bunu. Bazen de davranışlarımızla yarattığımız sorunları konuşarak çözmeye çalışıyoruz. Belki bu konuşmaları iyi niyetle yapıyoruz ama sonuç değişmiyor. Etrafımızdaki insanlar uzaklaşmaya başlıyor bizden. Yüreğimizi boşa tüketmiş oluyoruz.
Konuşma Çalış
İş dünyası, stresi, derdi ve aksiyonu bol bir dünya. Konuş, konuş bitmez mevzular. Ama iş hayatımızda yaptığımız lüzumsuz konuşmalarla da göze batar hale geliyoruz. Bazen iyi niyetli olmayan insanların dolduruşuna gelip konuşuyoruz. Bazen de safça bir şeyleri düzeltiriz diye.Problem çıktığında ise bizi konuşturanlar ortadan kayboluyor. Söylediğimiz sözler ve biz kalıyoruz.
Konuşma Çalış
İş dünyası, stresi, derdi ve aksiyonu bol bir dünya. Konuş, konuş bitmez mevzular. Ama iş hayatımızda yaptığımız lüzumsuz konuşmalarla da göze batar hale geliyoruz. Bazen iyi niyetli olmayan insanların dolduruşuna gelip konuşuyoruz. Bazen de safça bir şeyleri düzeltiriz diye.Problem çıktığında ise bizi konuşturanlar ortadan kayboluyor. Söylediğimiz sözler ve biz kalıyoruz.
''Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil'' demiş Fuzuli. Bazen de gönlümüzü razı edip susmak gerekiyor.
Ben artık susmuyorum. Bunca senedir sustum. Bir faydasını görmedim. Bundan sonra işine geliyorsa herkesin. Gelmiyorsa da istifa eder ayrılırım. Yeterse yeter.
YanıtlaSilYeri geldiğinde tabi ki konuşmalı.
SilKatılıyorum. Kimseye tavsiye vermek, akıl vermek bizim işimiz değil çünkü. Yargılamak da öyle. Herkes kendi yolunun yolcusu. Kimse senin anlatmanla idrak edemez. Ancak yaşayarak edebilir. Kimi yaşayarak da edemez o ayrı mesele. Ama yargılamak çok yanlış bir şey. Hepimiz yapıyoruz bunu işte. Halbuki bir öğreti duydum ismi Ho'oponopono. Orada diyor ki; "aslında birini onaylamadığınız bir davranışı yaparken gözlemliyorsanız onu bir şekilde siz de yapıyorsunuz demektir". Ho'oponopono'yu bir araştırın. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.
YanıtlaSilİnsan ancak kendi isterse idrak eder. O yüzden fazla konuşmamıza gerek yok. Ho'oponopono' ya bakayım:)
SilKim bir ses isterse ona ses olurum, kim nefes isterse nefes... kendi sesimin volümünü, beni duymayacaklar için artırmam. Herkesin alacağı bir dersi var zaten bu dünyada.
YanıtlaSilDuymayanlar için duyurmaya çalışmamak gerek.
SilÇok konuşup az dinliyoruz evet.
YanıtlaSilOysa 2 kulağımız 1 ağzımız var:)
SilKimse için hele aynı lisanı konuşmuyorsam gerek görmüyorum. Ne ses ne görüntü .... Size katılıyorum kelimeleri yormanın anlamı yok. Anlamayana istemeyene... Değer bilene canımın canı olmaya hazırım.
YanıtlaSilAnlamak istemeyene gerçekten uğraşmaya gerek yok. Selamlar.
Sileskiden çok tepki vermez susar beklerdim, artık susmuyorum, eğer haklıysam hakkımı aramak için konuşuyorum elimden geldiğince :)
YanıtlaSilHakkımızı tabi ki aramalıyız ama bazı insanlara faydası olsun diye yaptığımız konuşmaları çok uzatmamak gerekir diye düşünüyorum.
SilHer şeyin azı karar çoğu zarar. Ota bota konuşur olduk.
YanıtlaSilEvet biraz öyle oldu.
SilBen kimim, sen kimsin, biz neredeyiz, burası neresi?
YanıtlaSilNe kadar güzel yazmışsınız, bazen susmanın da yeri var ama ben kendim her zaman o yeri bulamıyorum açıkçası...
YanıtlaSilTeşekkür ederim. O yeri bulabildiğimizde konuştuklarımız daha kıymetli olur galiba:)
Silçok güzel dedin evet vallaaa, hele bizim ülke çok konuşmatik :)
YanıtlaSilÇok seviyoruz konuşmayı:)
Silsometimes silence is a good choice. If we can be silent sitting next to someone, it usually means we are good friends.
YanıtlaSilAnd we need good friends:)
Sil