Aydın Boysan' ın kitaplarında kullandığı güzel bir tabir var: ''Vicdan fukarası''. Vicdanını kaybetmiş, çıkarından başka bir şey düşünmeyen, çevreyi ve doğayı katleden insanlar için kullanıyor bu tabiri. Etrafımıza baktığımızda, vicdan fukaralarının sayısının ne kadar çok olduğunu ve sayılarının her geçen gün arttığını üzülerek görüyoruz.
Kim bu vicdan fukaraları? Hayvanlara, çevreye, ağaçlara acımasızca zarar verenler, siyaset sayesinde bulduğu geçici güç ve imkanlarla etrafındakilere tepeden bakan ve kötülük için fırsat kollayanlar, acımasızca ve haksızca insanlara çamur atanlar, kadınlara ve çocuklara şiddet uygulayanlar, iş hayatında öne çıkmak ve hak etmediği yerlere gelmek için biri birlerine çelme takıp kuyu kazanlar. Vicdan fukaralarının listesi uzar gider. Eskiden, vicdansızlık utanılacak bir şeydi. Şimdilerde ise vicdanlı olmak enayilik olarak görülüyor.
Kim bu vicdan fukaraları? Hayvanlara, çevreye, ağaçlara acımasızca zarar verenler, siyaset sayesinde bulduğu geçici güç ve imkanlarla etrafındakilere tepeden bakan ve kötülük için fırsat kollayanlar, acımasızca ve haksızca insanlara çamur atanlar, kadınlara ve çocuklara şiddet uygulayanlar, iş hayatında öne çıkmak ve hak etmediği yerlere gelmek için biri birlerine çelme takıp kuyu kazanlar. Vicdan fukaralarının listesi uzar gider. Eskiden, vicdansızlık utanılacak bir şeydi. Şimdilerde ise vicdanlı olmak enayilik olarak görülüyor.
Günah Çıkartma
Bir de bu vicdan fukaralarının iş işten geçtikten, yapacaklarını yaptıktan sonra günah çıkartmaları var ki tam evlere şenlik. Bu şekilde vicdanlarını rahatlatacaklarını sanıyorlar. Vicdan, Akıl Oyunları filminde, John Nash' in, şizofreni hastalığı nedeniyle, hayatı boyunca halüsinasyon olarak gördüğü, hiç büyümeyen kız çocuğu gibi yanlarından ayrılmayacak.
Bir Anı
Bir hukuk bürosunda işim vardı. Avukatlardan biriyle görüşmek için beklerken, içeride bir adamın avukatla konuşmasına şahit oldum. Adam borçlarından dolayı icralık olmuş ve hapis kararı çıkmış. Telefonla hukuk bürosunu arayıp borcunu öğrenmiş ve o miktara göre parayı toparlayabilmiş. Ama büroya geldiğinde miktarın daha fazla olduğu söylenmiş. Avukat kalan parayı getirmesini söylüyordu. Adam adeta yalvarıyordu getirdiği paranın kabul edilmesi için. Kabul ederlerse açık cezaevinde yatacağını, kabul etmezlerse kapalı cezaevine gitmek zorunda kalacağını anlatıyordu. Avukatın yapması gereken masasından kalkıp, 2 oda yanda bulunan avukatlık bürosunun sahibine bunun olup olamayacağını sormasıydı. Adam avukata sorması için defalarca rica etti. Avukat hiç oralı olmuyordu. En sonunda sormak için yerinden kalktı. 1 dakika sonra geldi ve oluyormuş dedi. O avukat bir vicdan fukarasıydı. Öyle olmasa bu kadar basit bir işlem için insanı yalvartmazdı.
Bu vicdan fukaralarını napacağız biz acaba?
YanıtlaSilKendimizden uzak tutacağız. Belki bu sayede farkına varırlar.
Silİnsan olmak suç olmuş...
YanıtlaSilGaliba.
Silamaniiiin avukatlardan korkarııım. paragöz oluyolar.
YanıtlaSilHem de çok
Silİnsan olmak,bazı değerlere sahip olmaktan geçer.Bizler yetiştirirken değer kavramlarımızı tam oturtabilirsek toplumda böyle insanlar azalır diye düşünüyorum.Aile ve okula çok iş düşüyor bu yönde.
YanıtlaSilDediğiniz gibi aile ve okula çok iş düşüyor.
SilNe kadar doğru. ''Psikopat'' tanımı yapılırken en başta vicdan duygusunun sıfır olduğu ile başlanıyor, düşünün artık...
YanıtlaSilVicdan çok önemli.
SilPara, insanlığın yerini almaya başlıyor. Distopyalara git gide yaklaşıyoruz galiba..
YanıtlaSilÖyle görünüyor gidişat.
SilGünümüzde vicdan sahibi olmanın ne kadar önem taşıdığını hep görüyoruz pekçok olayda. Sanırım daha da iyiye gitmeyecek durum.
YanıtlaSilÜzücü olan dediğiniz gibi durumun daha iyiye gitmemesi.
Sil