Etrafımıza baktığımızda pek çok insanın yaşadığı hayatı hak etmediğini, daha farklı yerlerde olması gerektiğini düşündüğünü görürüz. Pek çoğunun geçmişte yaşanmış olan bir dönüm noktası hikayesi de vardır.
O zaman olaylar şöyle gelişmeseydi şu an bambaşka bir yerdeydim diyebilecekleri. Aslında bir yandan da haklılar. Bahsedilen olaylar farklı bir şekilde gelişseydi, dedikleri gibi bulunduklarından farklı bir noktada olabilirlerdi. Ama buradaki sorun, geçmişteki o hikayeye takılıp kalmaları. O hikayenin arkasına sığınmaları ve yeni bir hikaye yazmak için uğraşmamaları. Büyük talihsizlikler, müdahale etme ve değiştirebilme imkanı olmayan büyük olaylar ya da travmalara yapacak bir şey yok. Ama bunların dışında kalan durumlarda hayatımızın yönünü kendimiz belirliyoruz. Pek çok insanda daha iyi bir hayat yaşama potansiyeli vardır. Yetenek, zeka vb. gibi özelliklere sahiptirler. Ama sadece potansiyel olması tek başına yetmiyor. İnsan kendisine şu soruyu sormalıdır: Hak etmediğimi düşündüğüm hayatımı, hak ettiğimi düşündüğüm hayata dönüştürmek için ne yapıyorum? Bu sorunun cevabını doğru bir şekilde verip harekete geçenler hak ettikleri hayatı yaşama şansına sahip olabilirler. Aksi taktirde Jacop Bronowski' yi haklı çıkarırlar: '' Dünya, asla birinci takıma giremeyen ve yarışmaları hep kıl payı kaybeden insanlardan kuruludur. ''
O zaman olaylar şöyle gelişmeseydi şu an bambaşka bir yerdeydim diyebilecekleri. Aslında bir yandan da haklılar. Bahsedilen olaylar farklı bir şekilde gelişseydi, dedikleri gibi bulunduklarından farklı bir noktada olabilirlerdi. Ama buradaki sorun, geçmişteki o hikayeye takılıp kalmaları. O hikayenin arkasına sığınmaları ve yeni bir hikaye yazmak için uğraşmamaları. Büyük talihsizlikler, müdahale etme ve değiştirebilme imkanı olmayan büyük olaylar ya da travmalara yapacak bir şey yok. Ama bunların dışında kalan durumlarda hayatımızın yönünü kendimiz belirliyoruz. Pek çok insanda daha iyi bir hayat yaşama potansiyeli vardır. Yetenek, zeka vb. gibi özelliklere sahiptirler. Ama sadece potansiyel olması tek başına yetmiyor. İnsan kendisine şu soruyu sormalıdır: Hak etmediğimi düşündüğüm hayatımı, hak ettiğimi düşündüğüm hayata dönüştürmek için ne yapıyorum? Bu sorunun cevabını doğru bir şekilde verip harekete geçenler hak ettikleri hayatı yaşama şansına sahip olabilirler. Aksi taktirde Jacop Bronowski' yi haklı çıkarırlar: '' Dünya, asla birinci takıma giremeyen ve yarışmaları hep kıl payı kaybeden insanlardan kuruludur. ''
Göreceli bir konu. ''Herkes hakettiğini yaşar'' diye söz de var.
YanıtlaSilNe yaparsa yapsın şansını asla değiştiremeyecek olanlar da.
Tek bir kelime ile hayatı tamamen değişenler de az değil.
Aslolan; sizin de vurguladığınız gibi, yapabileceklerimiz varken kös kös oturmayıp mevcut potansiyeli, eldeki imkânları sonuna kadar değerlendirmek.
Ben de imkanları varken hiç bir şey yapmayıp söylenenlere yazdım yazıyı tam da dediğiniz gibi. Selamlar.
SilDaha iyi bir hayat kavramı kişilere göre değişir ama.. Bana kalırsa yavaş yavaş yat kat trendi geçiyor, geçmeli en azından geçenler artmalı. Zaten dışımıza yönelerek tükete tükete bugüne geldik bundan sonra pahada hafif kişilikte ağır kavramlar öne çıksın. Hayıflanmaların çoğu niceliksel kavramlardan çıkıyor. Bir de bunlara sırt çevirip sade, huzurlu ve standart üstü yaşayanlar var asıl olanlara imrenmek gerek. Herkes gönlünce yaşasın..
YanıtlaSilKeşke dediğiniz gibi sade ve huzurlu hayatı hedeflesek ve yaşasak. Genelde daha farklı beklentiler içerisinde insanlar. Ama dediğiniz gibi herkes gönlünce yaşasın. Teşekkürler.
SilAçıkçası ben sürekli hayıflananlarında aslında bundan büyük haz aldığını düşünüyorum. Mutlu oluyorlar etraflarında insan kalabalığı çok oluyor. Ne zaman nerede bunu uygulan birini görsem ilk gözlemim bunu gerçekten mi yapmakta ikincisi sahicisi olmakta Zaten buna bağımlı olanlar öyle güzel ortaya çıkıyor ki çaba sarf etmiyorlar tamamen bunu yaşam biçimi haline getirmek yani acıdan beslenmek...
YanıtlaSilBöyle yapanlar da olabilir. O yüzden harekete geçmiyor olabilirler. Selamlar.
SilÇok farklı bakış açılarla irdelenebilecek bir konu bu :)Uzun uzun bir çok şey çıkar altından :)Teşekkürler:)
YanıtlaSilTesekkurler. Evet her açıdan yorumlanabilecek bir konu.
SilIçinde bulund7gumuz hayati en iyi hale getirmek bazen bize bagli bazen de bagli olamayabiliyor. Ama bunun ićin mutlaka çaba göstermeliyiz.
YanıtlaSilBize bağlı olduğu halde bunu görmek istemeyenler var. Dediğiniz gibi çaba göstermeliyiz. Selamlar.
SilAa son zamanlarda içinde bulunduğum vahim durum acaba yaşadığım hayatı hakediyor muyum, daha iyi yerlerde olmam gerekmez mi ? Ve haklısınız belli başlı travmalar disinda insan isterse hayal ettiği yaşamı kendine armağan edebilir yeter ki önce cabalasin :)
YanıtlaSilSevgiler..
Evet yeter ki çabalasın. Gücünün yettiği durumlarda şansı var. Selamlar.
SilZeugma'ya katılıyorum. Gerçekten çok göreceli bir konu. Kimisi de ne kadar çaba gösterirse göstersin, ne kadar peşinden koşarsa koşsun hayat bazen inatla kaçıyor kendilerinden ve yetişemiyorlar hakkettikleri hayata. Bazen salt çaba da yetersiz kalabiliyor kısacası. Sanırım şans da çok önemli burada, şans ve çaba iki ortak gibiler =). Güzel bir paylaşım olmuş Kaleminize sağlık
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Hayatta her zaman 2+2=4 etmiyor. Şans tabi ki lazım. Ama şans genelde çaba gösterinin yanında oluyor. Selamlar.
Silit is so true, sometimes life isn't fair, but we must always keep trying. Sometimes we might have some talent but we don't work enough of making the most of out. In life, everything (every accomplishsment) takes effort and time.
YanıtlaSilhttp://modaodaradosti.blogspot.ba/
No pain no gain. We must always keep trying to do our best
SilŞu ayeti hatırladım. "Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık"
YanıtlaSilOlay bu kadar net. Selamlar.
Silya bizim ülkede herkes bence hep başka şeyleri daha iyi şeyleri hak ettiğini düşünüyooo :)
YanıtlaSilO kadar çoklar ki:)
Sil