4/07/2013

         Yaptıkları işlerde uzun yıllar geçiren ve başarılı olan insanlar, başlarına, işleriyle ilgili olumsuz bir olay geldiğinde genelde aynı şeyi istediklerini söylerler. Adalet. Oysa onların istedikleri adalet değil, ayrıcalıktır. Adalet isteselerdi başlarına gelecek olan ceza vb uygulamaları kabullenirlerdi. Aynı olay başkalarının başına gelse yapılacak uygulama kendileri için geçerli olduğunda itiraz etmezlerdi. Çünkü adil davranılıyor ve başkasına uygulanacak yaptırım kendilerine de uygulanıyor. O halde neden adalet diyorlar? Bahsettikleri adalet, kendilerinin başkalarıyla aynı kefeye konulmaması şeklinde. Tam olarak istedikleri ise ayrıcalık. Öyle olmasa geçmişte yaptıklarını anlatıp diğerlerinden ne kadar farklı olduklarını belirtmezlerdi. Kural neyi gerektiriyorsa uygulayın derlerdi. Fatih Terim' in Mersin İdmanyurdu maçında ve sonrasında yaptıkları da tam olarak böyle. Anadolu takımlarından birinin teknik direktörü böyle davransa aylarca ceza alacağı davranışları yapıyor ve 40 yıldır bu ülkeye hizmet ettiğini anlatıyor. Herkesi tehdit edip uyarıyor. Fatih Terim adaletin olduğu yerdedir demeyi de ihmal etmiyor. Yani beni diğerleriyle bir tutmayın diyor.
           Kurumları ve adalet sistemini güçlendiren şey herkese aynı uygulamaların yapılmasıyla olur. Ama daha önce Fatih Terim için uygulanmayan gerçek adalet bakalım artık uygulanacak mı? Yoksa Fatih Terim' in istediği şekilde mi adalet uygulanacak?
Categories:

31 yorum:

  1. heey baksana, maile nerdeyse hiç girmiyom ben, ayda bir felan yani, ama bloga öğlen ve akşam iki kere giriyom. mailden değil burdan yazayım daha kolay ya. sonra silersin istersen. burdan bak sorarsın bana aklına takılanları. önce şu yazdıklarımı bi oku da :)

    YanıtlaSil
  2. KİTAP ÇIKARTMANIN YOLLARI
    2000’li yıllardan önce kitap yayınlamak daha zormuş. İnsanlar, şiirlerini, öykülerini, romanlarını veya bilimsel eserlerini yayınevlerine yollar ve yanıt beklermiş. Aylar, yıllar geçermiş bir yanıt gelmesi için.
    Ancak, internet dünyayı küçülttü. Yayınevlerine ulaşmak daha kolay, netten. Ya da yolculuk da daha kolay. 2000’li yıllarda yaşamak her yönden daha kolay. Seçenekler çoğaldı. Yayınevi sayısı da çok. İnternet sayesinde yazan sayısı da arttı. Her şey hızlandığı gibi yayın süreci de hızlandı.
    Kitap çıkarmanın veya yazdıklarımızı yayınlamanın bir çok yolu var. Ama kitap çıkarmak, yazmak artık eskisi gibi bir grup edebiyatçının, entelektüelin elinde değil. Dünya renklendiği gibi yazanlar da yayıncılık da konular da renklendi. Örneğin, internetten uzak bir yazar olması çok zor.
    Yollardan biri, netten veya postayla, yazdıklarımızı dergilere göndermek, hangi konuda yazıyorsak o konu ile ilgili dergilere. Nette bütün dergilerin adresleri ve mail adresleri var. Yazdıklarımızı istediğimiz kadar sayıda dergiye göndeririz ve bekleriz. Mutlaka bir dergide çıkar bir öykümüz, şiirimiz veya bilimsel yazımız. Daha eski dergilerden yanıt almak daha uzun sürer, yeniler daha çabuk yanıt verir. Eski dergilerde yayınlanmak için bekleyen yazı çoktur, yenilerde yazımız daha kısa sürede çıkar.
    Yazan bir çok insan adını böyle duyuruyor, dergilerde. Bir süre dergide yazımız çıkarsa, yayınevleri ilgilenip kitap teklifi yapıyor. Genelde, satacağını düşünürlerse. Netten de dergilere gönderebiliriz yazılarımızı. Yazılarımızı isteyebilen birçok net dergisi olabiliyor. Ayrıca, mail yoluyla veya net dergilerine yazarak dikkat çekebildiğimiz gibi yayınevlerine kendimiz de gidebiliriz. Her ilde yayınevi vardır. Gider dosyamızı bırakır ve bekleriz.
    Bu yöntemde sabır gerekiyor. Hiç yanıt gelmeyebilir. Aylar veya yıllar sürebilir. Net ortamında ise dikkat çekmek kolay değil. Buna yakın bir yöntem de, nette veya gazetelerde ilanları izleyerek, kurumların, dergilerin şiir, öykü ve benzeri yarışmalarına yazı veya eser göndermek.
    devam edecek…

    YanıtlaSil
  3. KİTAP ÇIKARTMANIN YOLLARI 2
    Bir diğer yol da, yazar menajeri tutmak veya bir yazarla bağlantıya geçmek. Netten edebiyatçılarla, yazarlarla iletişime geçebiliriz. Belki yardım ederler. Bu bir şans konusu. Genelde, sanatçılar, yazarlar, müzisyenler, başka bir yazarı, yazanı, üreteni desteklemiyor.
    Bir yazarla konuşabilirsiniz ama eseriniz hakkında hiçbir şey söylemez. İyi demez. Çünkü, sonuçta ona rakipsiniz siz. Eserinizi görmezden gelir. Bu bizim toplumumuzda var. Türklerde var. İyiyi, farklıyı görmezden geliriz. Desteklemeyiz. Çünkü, bizde bütün insanlar ekonomi korkusu içinde. Senin kitabın onun kitabının daha az satmasına neden olabilir. Ve herkes gelecek kaygısı içinde olunca bir sanatçı diğer bir sanatçının, özellikle yeni birinin eserini görmezden gelir. Seninle her şeyi konuşur ama kitabına iyi demez. Çünkü, bir tehditsin sen ona. Yine de, bir şans ve tesadüf eseri bir yazarla iletişime geçmek mümkündür.
    Net dışında da bir yazarla iletişime geçilebilir. Örneğin, kitap fuarında. Ama sonuç almak çok zor. Sohbet bile zor edersin. Çünkü bizim sanatçılar, o sevdiğiniz büyük şairler, sizi okuyorum, konuşabilir miyiz derseniz yüzünüze bile bakmaz. Baksa da, siz, yazıyorum, derseniz, hiçbir yardımda bulunmaz. Neden, çünkü, bizim insanımız böyle. O şairler, bizim sayemizde şair oluyorlar. Biz okumasak onlar bir hiç. Ama hepsi kendini beğenmiştir. Alçakgönüllü gibi gözükseler de bu sahtedir. Hepsinin egosu şişiktir.
    Bir yazarla iletişim dışındaki, diğer yol ise bir yazar menaceri ile anlaşmaktır. Nette menacer bulmak kolay. Bu menacerler de, size yardım eder, ne yazacağınızı, nasıl bastıracağınızı söyler, basım sonrası da yardım ederler, nasıl reklam yapacaksınız, nasıl sosyal medya yapacaksınız, nasıl okur yapacaksınız. Örneğin, bir net ünlüsünün videosunda kitabınızı elinde tutar ünlü veya bir dizide bir oyuncu kitabınızı elinde tutar ve o videoyu veya diziyi izleyen binlerce insan bir anda sipariş verir kitabınızı. Menacerler, reklam, medya, sosyal medya şirketleriyle çalışırlar, yayınevlerini, sektörü bilirler. Tabii ki, ucuz menacer de var pahalısı da. Kitap bir iştir onlar için sizin hayalleriniz değildir.
    devam edecek…

    YanıtlaSil
  4. KİTAP ÇIKARTMANIN YOLLARI 3
    Yazmanın ve yayınlamanın bir yolu da, yaratıcı yazarlık kurslarına, derslerine katılmak. Yurtdışında da birçok yazar bu kurslarda öğreniyor yazmayı. Bizde de birçok ilde var bu kurslar. Birçok kurum, dernek bu kursları veriyor, yayınevleri de veriyor. Örneğin blog arkadaşlarımızdan Gonca Keskin, İzmir’de Kanguru Yayınlarında eğitim aldı ve yazdı ve bu yayınevinden yayınladı kısa öyküler kitabını. Yine arkadaşımız, Büşra Nebati ise İstanbul’da Ali Ural’dan ders aldı ama sonra değiştirdi yolunu sonra.
    İstanbul’da yazar Murat Gülsoy’un Boğaziçi’ndeki dersleri de ilgi çekiyor. Bu arada o da blogçu ve aramızda. Bu kurslara gidenler genelde roman yazmak istiyorlar. Herkes roman yazma peşindedir aslında. Neden? Çünkü roman en çok okunan türdür. Neden öyledir. Çünkü, roman bize en iyi kaçışı sağlar, sağladığı birçok güzel şey yanında. Dalar gideriz ve kendimizi unuturuz ve özdeşleşiriz kahramanlarla. Herkes roman yazmak istiyor. Roman yazmanın da belirli formülleri var. Dizi yapmak gibi.
    Herhangi bir yayınevine yazarsanız, roman yazmak istiyorum, basar mısınız, derseniz, içinde aşk, fantezi, gizem, biraz da Şems havası olsun der. Çünkü bu satıyor. Sen kendine göre roman yazarsan sadece kendin okursun bir de seni sevenler zorla okurlar. Yani, sana önceden söylerler ne yazman gerektiğini. Yani, Rene Magritte var, böyük ressam, o demiş ki, bir resminde, bak bir pipo resmi yaptım ama bu bir pipo değildir. Yazmak da yazmak değildir. Romanınızı götürün, dolaştırın, çok iyi de olsa basmazlar. Önemli olan satış garantisi çünkü.
    Bir diğer yol da, gidip kitabını kendin ve kendin için bastırtmak. Bir yayınevi değil de bir basımevine gitmek. Kapağı da kendin dizayn etmek. İstediğin kadar bastırtmak sonra da. Baskı sayısına göre para alıyorlar. Diyelim, 1000 tane 1000 lira gibi. Sonra da bu kitapları, arkadaşlarına, ailenize verirsiniz.
    devam edecek…

    YanıtlaSil
  5. KİTAP ÇIKARTMANIN YOLLARI 4
    Kitabevi olan yayınevleri de var. Yani kendi yayınevinde basıp kendi kitabevinde satıyorlar kitapları. Bu tür kitapçı yayınevlerine verirseniz, basarlar ve kendileri satarlar.
    Bir diğer uygulama da e-kitaplar. Netteki e-kitap şirketlerine başvurup kitabımızı nette yayınlamak. Ayrıca, hem yazılı hem de e-kitap halinde kitabımızı basan yayınevleri de bulunmakta.
    Ayrıca, nette yazıp tanınmak da olası her zaman. Wattpad yazarları gibi, blog yazarları gibi. Asude ya da Pucca örneğin. Wattpad yazarlarının romanları da genelde birbirine yakın konularda. Amerikan dizilerine benziyor. Bu da normal, çünkü hepimiz böyle büyüyoruz, dizilerle. Blog yazarları genelde daha ilginç ve blog yazarlarının kültürü daha yüksek. Ancak, net dünyasında tanınmak ve keşfedilmek kolay değil. Yani, size yaklaşan yayınevleri sizden para kazanmak ister. Adınız çok duyulmalı ki size teklif getirsinler. Bunun için sosyal medyada aktif olmalısınız. Gündem yaratmalısınız.
    Bir diğer yol da, kendi yayınevini, şirketini kurmak ve babanın şiirlerini, annenin yemeklerini, kardeşinin günlüklerini kendi yayınevinden yapıp satmak. Bu da bir seçim, çünkü başkaları ile uğraşmazsınız.
    Her ne olursa olsun, kitap çıkarmak zor değil artık. Çok isteyen bir şekilde bulur yolunu. Yeni yöntemlerden biri de, ücret karşılığı kitabınızı basanlar. Sayfa sayısına göre fiyat belirlerler ve basarlar. Bu durumun avantajı, kitabınızı yine bir edebiyat kurulu okur, değerlendirir, isterseniz editörlük de yaparlar ama diğer yayınevleri gibi romanınızı bizim istediğimiz şekilde yeniden yazın demezler. Yayınevleri hep ya çok meşguldur ya da yayın politikaları uygun değildir. Ama birçok yayınevine, ücretini veririm derseniz, tamam o zaman derler. Risk almak istemezler.
    Ücretli yayınevlerinin ücretleri de değişir. Eskiler yüksek ücret alır yeniler daha ucuza basar. Ücretli yayınevlerinin dağıtım ağı diğer daha büyük yayınevlerininki kadar güçlü değildir. Ama bu çok bir şey farkettirmiyor. Artık çoğumuz netten kitap alıyoruz. Önemli olan, kitabınızın resmi olarak piyasaya çıkması. Siz satmıyorsunuz, yayınevi veya net kitapçıları satıyor.
    Kitap çıkarmak isteyenlerin büyük çoğunluğu, bundan para kazanacaksa çıkarıyor, satacaksa ya da en azından masraflarını çıkartabilecekse. Kısmen haklılar. Çünkü, kitabı için binlerce lira harcayıp yayınevlerinden para alamayan da var. Ama şu da var, evet, günümüzde kitap çıkaranlar bunu bir iş gibi, para kazanma yolu olarak görüyorlar, sosyal medya ve reklam için onca para harcıyorlar, herkes bir şekilde ünlü olmak istiyor yazdıklarıyla.
    Ancak, yazmak bir hayaldir ve amatör ruhtan çıkanlar yazarlıktan da uzaklaşıyorlar. Bir yazarı veya yazan kişiyi sadece yazmak mutlu etmeli ve egosundan kurtulmak için de sadece yazmalı. İnsanların kitabını okuması ise onu mutlu etmeli. Yazmaktan daha önemlisi bu dünyada iyi insan olmaktır.

    YanıtlaSil
  6. bak şimdii, aramızda başka kitap çıkaranlar da var. blogumdaki kitap çıkaran blogçular başlığında. kafa dergi mert gibi. o ikinci kitabını bastırtamadı bir türlü. yani, para vermediği için. ilk kitabı da para vermeden basıldı. sessiz gemi var. o yarışmaya gönderdi, birinci oldu, öyle basıldı. ama hiç bilgi vermiyorlar, kaç satttı ne oldu felan.

    YanıtlaSil
  7. hanife mert, ece evren ve diğer arkadaşlarımız da bastırttılar. onlar gece kitaplığına yayınlattı. benim de bir kitap ordan çıktı. ankarada yayınevi. ama bu yayınevi de pek bilgi vermiyor. kaç sattı noldu falan. yayınevleri böyle. basarlar ama bilgi vermezler. bilgi verirlerse satıştan pay vermeleri lazım çünkü.

    YanıtlaSil
  8. bu bütün kitap çıkaran arkadaşlarımızın hikayelerini biliyorum yani. genelde çok çileli bir süreç. işkence gibi. basım öncesi de öyle. yayınevleri, editörleri filan iş gibi görüyor, edebiyat, sanat değil. basılmadan önce defalarca okuman lazım, redakte etmen, kitabını. basıldıktan sonra da genelde unutman :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben roman vs yazmayacağım. Blog yazılarımdan seçtiklerimi yayınlamak istiyorum.

      Sil
  9. yollar var işte yukarda. kendin bir yayınevine götür mesela, veya birden fazla, yüzyüze konuş. bırak yayınevlerine okusunlar. everest, iş bankası mesela çok iyiler. yani çalışma açısından. ama büyükler meşgul, cevap vermezler bile belki. en iyisi yayınevlerini tek tek dolaşmka. veya mail ile göndermek. ama cevap vermezler veya yıllar sonra cevap verirler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen Ankara' da bir yayınevine bastırmıştın diye hatırlıyorum. Para vermiş miydin? Hangi yayıneviydi. Gidip bu kitabı bastırmak istiyorum kaç para vereceğim mi diyoruz?

      Sil
  10. en iyisi, kendi paranla bastırtmak. böyle yayınevi çok. şimdi kağıt fiyatları yüksek, kağıt yurtdışından geliyor, çok pahalı bastırmak. ama yine de bastırılır yani. sanırım 5 000 lira filandır şöyle ince bir kitabı bastırmak. istanbul ankara olabilir ama yerel bastırmak da iyi çözüm. örneğin, sen mersin deydin galiba ya. mersindeki yayınevlerine bastırt bence. yayınevi olunca dağıtım da oluyor. ama zaten dağıtımda hiçbiri iyi değil. basımevleri de iyi. o şekilde ama bandrol olmuyor o zaman.

    YanıtlaSil
  11. Örneğin son kitabını nasıl bastırdın? Para verdin mi? Memnun musun? Yani galiba şöyle bir beklentim var senden:) :) Şurada şu yayınevi var, onlara gidip şu kadar para veriyorsun basıyorlar kitabı, şunları istiyorlar senden vs

    YanıtlaSil
  12. aramızda var kitap yazıp hala bastıramayanlar. para vermek istemiyorlar. onlar beni keşfetsin diyorlar. yayınevleri de basmıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben para vermeyi düşünüyorum. Diğer türlü mümkün değil. Zaten yazar da değilim ki:) Kendi halimde yazıyorum bir şeyler. Niye bassınlar para almadan değil mi? Kitabımın ismi de '' Kendime yazdıklarım'' olabilir.

      Sil
  13. ya hepsi nette işte. parayla basan yayınevleri diye yazcan. bir dolu var. benim de başka birçok şairin yazarın kitabını basanlardan biri, örneğin, ankarada dorlion yayınları. parayla evet. nette bakcan, adrese gidicen, veya telefon edicen. nette parayla basan yayınevlerinin sitelerinde hep fiyatlar var zaten. şu kadar sayfa bu kadar lira diye. gece, dorlion, ikinci adam, serüven, cinius, artıkel, tilki. hepsinin sitelerinde var fiyatları zaten.

    YanıtlaSil
  14. ya bana da işte birkaç yayınevinden teklif geldi. basalım diye. blogdan görmüşler. ben de aralarında seçim yaptım, konuştum hepsiyle. bastılar ama yine de sonra para aldılar. kandırdılar yani. benim ilk iki kitabı istanbulda ikinci adam yayınları bastı, üçüncüyü ankarada gece kitaplığı, dördüncüyü ankarada serüven, beşinciyi ankarada dorlion. bir dolu yazar böyle bastırıyor zaten. herkes para veriyor. benim son üç kitabı basanlar ankara ve eskişehirdeki insancıl kitabevinin ortakları. yukardaki yorumda söz ettiklerim de var işte.

    YanıtlaSil
  15. sözleşme filan da oluyor. satıştan yüzde 10 veririz diyorlar ama vermiyorlar tabii. bak aslında, bir avukat varsa tanıdığın, o da olsun yanında bence :) bizim ülkede yayınevlerinin tek derdi parayı almak :)

    YanıtlaSil
  16. bak söyledim bütün yayınevlerini. sen önce, mersinde bir yayınevine git. nasıl basılıyor, öğren. kitabı yolluyon, sonra düzeltiyon, kapak hazırlıyorsun, istersen onlar hazırlıyor, parayı ödüyon, basıp dağıtıyorlar, istemezsen hepsini kendin alıyon. sonra, ankara veya istanbulda bakarsın. istanbulda kadıköyde çoğu. moda caddesi civarında. veya cağaloğlunda. ankarada kızılay civarında.

    YanıtlaSil
  17. sen görüşmelerini yap yayınevleri ile. sonra yine sorarsın ki bana. fiyatlar hep nette zaten. tamam mıııı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamam teşekkür ederim. Zaman ayırdığın için sağol.

      Sil
    2. biraz belirdi mi kafandaaa :)

      Sil
    3. Evet şekillendi iyice. Şimdi internet sitelerine girdim. Para var huzur var diyebiliriz rahatlıkla:) Güzel destek oldun çok sağol.

      Sil
    4. evet para vermezsen ülser olursun :) bak bunlar türk unutma. adamı soyarlar ama sen bişi anlamazsın hihhi :)

      Sil
    5. İkinci Adam ve Dorlion' un dağıtım ağları da geniş görünüyor.

      Sil
    6. ikinci adam, moda caddesinde, evet o eski yayınevi, ünlü yazarlar da var, ama daha pahalı yani, kendi dağıtım ağları da var, satış yerleri de. dorlion da ankara kızılay civarında. o daha yeni. ama insancıl kitabevi işte onun ortağı. dorlion, ahmet bey. ikinci adam, alp bey. sahipleri.

      Sil
    7. Bak şöyle yapayım. Senin verdiğin yayınevlerine mail atayım. Bir de Dorlion yayınlarında pakete göre kitapların bir kısmını yazar veriyorlar. Ne yapacağız biz kitapları? Bastıkları kitapları ilgili kitapçılara vs yollamıyorlar mı?

      Sil
    8. 50 tane filan veriyolar yazara. almadım ben de. yollamaları gerekiyor ama sallıyorlar. hepsi öyle. netteki sitelere bile sürekli telefon edersen koyarlar yani. kitap yurdu, dr filan işte. bunlar parayı alıp seni unutuyor genelde. bek mesela şimdi benim kitaplar şu anda dr ve kitapyurdunda yok. neden, çünkü, yayınevleri ile bu dr filan anlaşamıyor. der filan da yayınevlerine para ödemiyor. yani bu işler böyle. sen bastır kitabını. mail yerine telle konuş daha kolay be :)

      Sil
  18. 500 tane basıyorlar genelde. bak benim sade derin ilk baskı tükendi ama sesleri çıkmıyor. ikinci baskı yapmaları lazım. bana ödeme yapmaları filan lazım. kitap yayınlamak büyük ekonomik zarar :) bu yayınevlerinin hayatları davalarla geçiyor. yazarlar sürekli olarak bu yayınevlerini dava ediyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben zaten bu işe belli bir bütçe harcamayı göze aldım. Dorlion özel pakette 1.000 adet basılır 800 ü yazara verilir diyor. Ben ne yapayım o kadar kitabı:) Yazdıklarını birkaç kez daha okuyup bir yerden başlayayım diyorum. Dediğin gibi bütün işleri onlara bırakırsan 4.000-5.000 gibi bir rakam çıkıyor.

      Sil

Yorumlar:

Subscribe to RSS Feed Follow me on Twitter!