9/28/2013

Fatih Terim, Ünal Aysal yönetimi tarafından, ligin 5. haftasında gönderildi. Sezonun hemen başı olması, şampiyonlar ligi ve süper lig maçlarının devam ediyor olması, yeni hocanın belirsizliği bu operasyonu GS açısından problemli hale getiriyor.

Peki GS yönetimi ve başkan Terim'i bu dönemde göndermenin ne kadar riskli olduğunu tahmin edemiyor muydu? Taraftar ve kamuyo baskının ne kadar büyük olacağını bilmiyorlar mıydı? Tabi ki büyük risk aldıklarının farkındaydılar. Peki onları bu kadar büyük risk almaya iten sebep neydi? Bu  hamle, yönetimin devrilmesine kadar gidebilecek bir hamleydi.  Kurumsallığı ağzından düşürmeyen başkan, Terim'i, kurumsallıkla ilgisi olmayacak şekilde kovdu. Aslında, eski ve yeni yönetim sisteminin çatışması olarak da görülebilir bu kavga. Terim için Florya'da oturan gizli başkan denilebilir. Florya'nın her türlü yönetimi Terim'dedir ve oraya hiç kimse karışamaz, başkan da dahil. Terim'in çalışma tarzı bu ve onu göreve getiren herkes bunu kabul etmiştir. Ünal Aysal da bunu bilerek Terim'le çalışmaya başladı. Çünkü acil sportif başarıya ihtiyacı vardı. Sportif başarı olmadan istemiş olduğu yapısal değişiklikleri gerçekleştiremeyeceğini biliyordu. Kulubün profesyoneller tarafından yönetilmesi, kurumsal yapının yerleştirilmek istenmesi, sadece başkana bağlı olmak isteyen Terim'i rahatsız etti. Çünkü Terim dokunulmazlık istiyordu. Tıpkı Alex gibi. Başarıların kendilerine dokunulmazlık getirmesini istiyorlardı. Başarı kazandıkça egoları şişiyordu. Peki Terim, takımın geçen seneki en başarılı oyuncusu Burak'ı neden yedek bırakmaya başladı. Demek ki başarı tek başına yeterli değildi Terim için. Öyle olsa Burak yedek oturmazdı. Aykut Kocaman'ın ve Ünal Aysal'ın yapmak istediği, şahıslara bağlı olmayan, sürekli başarıyı sağlayacak yapıyı oluşturmaya çalışmak. Bu durumda eski yapının en güçlü aktörlerinin direnmesiyle karşılaşıyorlar. Her iki olayda da da iki önemli değer kulupten gönderilmek zorunda kaldı. Oysa onlar da bu yapıya katkı vermeyi seçselerdi kulupleri daha çabuk başarıya ulaşabilirdi. Yapmaları gereken, güçlerinden, imparatorluklarından ya da krallıklarından vazgeçmekti. Yapmadılar ve gönderildiler. Belli bir ücret karşılığında belli göreve getirilen kişiler, o göreve onları getirenlere saygı duyup itaat etmezlerse, orada düzen ve yönetim nasıl sağlanabilir? Başarılı olanlar tabi ki hakettikleri değeri görmelidirler. Ancak onlar da mensubu oldukları kurumlara, o kurumu yönetenlerle birlikte saygılı olmadırlar.
        
Categories:
Subscribe to RSS Feed Follow me on Twitter!